Zaman Sığınağı Üzerine Notlar

 


  • Bu notları, kitabın arka kapağını kapattıktan sonra, kitabın anlattıklarına yaklaşmak istercesine, birer hatıra gibi düşünerek yazdım.
  • Gospodinov, Zaman Sığınağı’nda her paragrafı, okur tarafından açılmayı bekleyen bir kutu gibi tasarlamış sanki. Bir sürü kargo kutusu yahut üzerleri tozlarla örtülmüş, çatı arasında kalan, kapaksız, bez parçalarıyla boğulmuş kutular. Her hatıra (kutu), geçmiş denilen sert ve şeffaf bir şey ile sımsıkı birbirlerine bağlı.
  • Zaman Sığınağı, Hüznün Fiziği ile oldukça benzer. Bi’ kere Gaustin var.
  • Gospodinov bu metinleri bir sanatoryum notları gibi hazırlamış denebilir. Bana Hüznün Fiziği’nin yanında Büyülü Dağı oldukça yoğun bir şekilde hatırlattı.
  • Şimdiki zamana ait olamama. Geçmişin sert ve şeffaflığına bir hasret. Çünkü yaşayamamanın, bir şeyleri arşivleyememenin verdiği huzursuzluk var.
  • Kitabın asıl işaret ettiği kelime, ne hasret ne geçmiş ne zaman. Direkt olarak Gospodinov ‘alzheimer’ yazıyor. Ve o, yazar yazmaz, biz, yalnızlığı (eğer tatmışsak) hemen hissediyoruz.
  • Büyülü Dağ dedim ya. Bu sefer o kapalı kutuları zihnimizde açan biz oluyoruz. Hans değil. Mann değil. Biz.
  • Ben yeterince kendim için geçmişimle yok muyum?
  • Yakın zamanda Othello’dan ‘Özür Dileriz’ isminde bir kitap yayımlayacağız. Gaustin ile Gospodinov aslında ‘Özür Dileriz’ romanındaki iki kafadar gibi. Yardımseverler. Tutup işi büyütüyorlar. Odalardan, büyük bir şehre doğru HAFIZA ÜLKESİ.
  • Sinekler yine var. Zaten Gospodinov, bir nevî bunu istiyor. Bir parça yakala geçmişinden ve onu bırakma. “Benim romanlarımdan da!”
  • Gospodinov o krizin biteceğini düşünüyor sanırım. Büyük yanılgı.
  • Kitabın ismini roman bitene kadar unutmamak gerek.
  • Notlarını yayınlarken, sakın Proust’u anma!
  • Hüznün Fiziği’ndeki şahsî plan, Zaman Sığınağı’nda oldukça genişletilmiş durumda.
  • Evet, geçmiş aslında biraz önce yazdıklarımdır.
  • İlk başta neden kutu diye düşündüm? Sanırım benim bir odaya sığacak kadar geçmişim yok. Oysa o mükemmel mısraı ne çok severim: “Sanki bin yıl yaşamış kadar hatıram var.”
  • Zaman makinası olamayacak kadar fazla insanlar, neredeler?
  • Yağmurlukları sevmem. Görgü tanıklarını da.