29 Muharrem 1447 Notu
Bir insanın kurumuş bir gülü, bir çiçeği dolayısıyla bir ölümü/ölüyü, saklaması/bekletmesi ve üstüne üstlük bundan bir haz/mutluluk/huzur duyması nasıl açıklanabilir? Bir şeyin artık olmayışından memnun olmak. Olmayışının varlığıyla sevgi hissetmek.
Kimileri, ölüyü saklamayı, onunla gelen yahut onun getirdiği hatırayı, doğal olarak huzuru/mutluluğu ve sair güzel şeyleri kaybetmek istememenin ve hayatta tutmaya çalışmanın bir nihâyeti olarak sunarlar. Bir tezatlık oluşturmuş olur insanoğlu böylece. Ölen insanların heykellerinin yapılmak istenmesi de bu sebeple midir? Ölüm maskeleri bu yüzden mi sıcağı sıcağına hazırlanır? Anıların, hatıraların hiç tükenmeyecek canlılığını hissetmek, insanın gerçekten yaşamı anlama uğraşında bir işe yarar mı?
Sual sualleri doğuruyor. Fakat şu kesin! İnsan, fâniliği bilen tek yaratıktır. Bir ceylan, peşinden hızla koşan bir aslandan kaçarken, fâni olduğunu hissederek yapmaz bunu. Bu yüzden, fâniliğin peşinden sürüklediği hâllerden bir hâl olan melankoli, ceylanlar için bir şey ifade etmez. Lâkin bittabî, insanoğlu melankoliye daldığında, gülün kurumuş yapraklarına bakarak bir zarafet tasavvuru oluşturabilir. Peki, hangi insanoğlu?
Denebilir ki insan, ölümü ve çürümeyi estetik bir nesneye dönüştürerek, kaçınılmaz sondan duyduğu kaygıyı yatıştırmaya çalışabilir. O zaman bazı serî kaatilleri daha ayrıntılı incelemek icab etmiyor mu?
Bir çiçeği kurutarak zamanın akışına direnemeyiz. Çiçeğin öleceğini bilerek yaşamamız gerekir. Çiçeğin ölecek olması, bizi, öleceğimiz zamana kadar diri tutmak üzere ciddi bir merhaleye ulaştırmalıdır.
Ölen şey, çoğu insan için, bir başka insanla kurduğu bağın bizzat kendisidir. Kelimelerin sonrasındaki (postword) bir bağlantıdır. Oysa, hatanın oluştuğu yer, kelimelerin sonrasına geçmektir.
"Ölen şeyi saklayan çoğu kimse, ölümün varlığını inkâr etmez", derler. Buna gerçekten inananlar beri gelsin. Ölümü unutmanın birçok yolu vardır. En dikkat çeken yollardan biri, kelimeleri bırakıp, kurumuş bir gülü saklamaktır. Kelimelerden uzaklaşmak ve kelimeler sonrasında ne varsa, ona bir nevî sığınmak, bizi anlamsızlığa itmekten başka bir işe yaramaz.
Ölen bir şeyi yaşatmak adına, ölümü anlamsızlaştırmamak gerekiyor. Fâniliği bilen tek yaratık olarak, yapmamız gereken en önemli şey, ölümsüzlüğü takdis etmemektir.