Gülhane'deki Ucube Şey!

Geçen hafta sonu (14 Şevval 1446 - 13 Nisan) ailemle Gülhane Parkı'na Sarayburnu tarafından girerek, küçük bir gezi gerçekleştirmiştik. Bu zamanlarda bile, tarihin yer yer çığlıklarını yahut mırıltılarını duyduğunuz bir yerdir Gülhane. Alay Köşkü'ne kadar yürüdükten sonra, evvelden de defalarca karşıma çıkan fakat bu defa özellikle dikkatimi çeken bir 'şey' ile karşılaştım. O 'şey'in fotoğrafı aşağıdadır.

 

Bir sanat eseri mi? Süs mü? Eğlencelik bir şey mi diye karar veremediğim bu 'şey'in etrafında bazı insanlar toplanmış fotoğraf çektiriyorlardı. Kitaba benzetilen taştan 'şey'in ortasıdaki silindirli yapıdan su çıkıyor ve sanki bir kitap sayfasıymışçasına bir taraftan diğer tarafa yığılıyor ve kayboluyordu. Dediğim gibi, evvelden çok defa karşılaştığım bu 'şey' pek de ilgimi çekmemesine rağmen, o gün kısa süreliğine bir mide bulantısı yaşamama sebep oldu. Gülhane'nin ruhuna neredeyse tamamen zıt bu 'şey'in orada bulunuşu, oraya koyulmuş olması rahatsız etmişti beni.

Peki, bu yazıyı yazdığım gün olan 23 Şevval günü, yani tam bir hafta sonrasında, ne oldu da rahatsızlığım nüksetti? Aşağıdaki video ile karşılaştım.

 
 
Gülhane'nin girişine kondurulan bu 'şey'in bir kopya sanat eseri(!) olduğunu öğrendim. İlk defa Budapeşte Üniversitesi meydanında görülen bu 'şey'in tasarımcıları Kelecsenyi Gergely ve Jazsef Szita imiş. İnsan, kitap denilen şeyden nasıl iğrenebilir, diye düşününce, bu 'şey'in akla gelmemesi mümkün mü?