19.4.24

Modern İnsan’ın Gürültüsü


Yakın zamanda Michel Serres'nin Parazit isimli eseri hakkında bir inceleme yazmıştım. Bu ara Ezra Pound'un Machine Art - Makine Sanatı isimli eserini okurken, Parazit'te Serres'nin üzerinde durduğu 'gürültü' hakkında, Pound'un da genel de gürültü, dar çerçevede ise makine gürültüleri üzerinde söylediği şu paragrafa denk geldim.

"Fütüristler gürültünün, makine gürültüsünün izlerinin peşinden, muhtemelen Schumann’ın tarzıyla, gitmişti. Benim için mesele bir makine gürültüsünden etkilenip, alıp sonra bunu bir konser salonunda yeniden üretmek ya da daha fazla gürültü yapmak değil, elde ettiğimiz gürültüyü bestelemek ve yönetmek." 

'Gürültü'nün parazitleşmesinden, bestelenmesine bir düşünce ağı kurmak tam olarak modern insanın yapabileceği bir şey. 'Modern İnsan' konusunda ise yakın zamanda, bir diyalog esnasında aklıma gelen şu şeyi de ekleyeyim: Baudelaire modernizmin babası olarak kabul edilir. Meşhur bir mısraı vardır Baudelaire'in, "Sanki bin yıl yaşadım, o kadar hatıram var!" Bu mısra gerçekten modern hayatın kıskacı arasında kalmış her insan için geçerlidir. Hatıraların kemmiyetlerinin mi yoksa keyfiyetlerinin mi üzerinde durur modern insan?

Ve bir de

- Kalemin gürültüsü nasıl duyulur?